Sağlığımızı riske atan birçok yemek ve içecek var! Bunlara dikkat fazla tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Peki bunlar nedir? Zararları nelerdir? Cevabı haberimizde...  Her gün yenilen yemeklerin bazılarının altında çoğu insanın görmezden geldiği  ölümcül zararlar yatıyor.

 

Margarin bu listeye, sıklıkla kalp hastalıklarıyla ilişkili olan trans-yağı yüksek oranda içermesi sebebiyle alındı. Kalp krizi dışındaki diğer zararlı sonuçlardan bir tanesi de emzirme. Öyle ki; margarinin içerisindeki trans-yağlar yeni doğan bebeğinize verdiğiniz sütün kalitesini düşürüyor ve ek olarak bu ürünün az bir miktarının bile tüketilmesi insülin seviyenizi yükseltiyor. 

Karbondioksitli su, aroma vericiler ve tatlandırıcılar tüm dünyada popüler olan bu içeceklerin 3 ana maddesidir. Artı olarak içerisine katılan birçok katkı maddesi bu gazlı içecekleri suya masum bir alternatif olmaktan çıkarıp, en çok tüketilen ölümcül “içeceklerimizden” biri haline getiriyor.Fruktoz gibi ihtiyacınız olmayan yüksek miktarlardaki şekerler karaciğeriniz tarafından glukoza dönüştürülüyor, sonrasında ise vücudunuz bunları yağ olarak depoluyor.7

Enerji içecekleri, riskleri farkında olarak tüketildiğinde işe yarayan içecekler. Enerji içeceklerinin birçoğu birden fazla miktarda içildiğinde zararlı olabilecek kafein, taurin, guarana, B vitaminleri ve glukuronolakton içeren “enerji karışımları”ndan oluşurlar. Bu katkı maddelerinin karışımı yüksek dozlarda tüketildiğinde zararlıdır ve uyuşturucular, sigara ve alkolün etkilerine benzeyen etkiler yapabilirler.

Meyve suları, üzerlerinde %100 meyvelerden üretilmiştir etiketi de olsa reklamların düşünmenizi istediği kadar sağlıklı değillerdir. Yiyecek ve içecek üreticileri paketlemeden önce meyve sularını oksijeni alınmış devasa tanklarda bir yıla kadar saklamaktadırlar. Bu işlem meyve suyunu neredeyse tatsız bir hale getirmektedir.

Beyaz ekmek lif ve protein bakımından diğer ekmek türlerine göre daha fakirdir. Lif vücudumuza doyduğunu anlamasında yardımcı olur. İnsülin artışına davet çıkarır. İnsülin fazlalığına vücut, sağlıklı bir insanda sürekli olarak aktif olmaması gereken hormonların salgılanmasıyla karşılık verir.

Ham bal zararlı toksinlerin öldürüldüğü pastörizasyon işleminden geçmemektedir. Dolayısıyla bu “yenilebilir” ürün içerdiği grayanatoksin sebebiyle 24 saat boyunca halsizlik, aşırı terleme ve mide bulantısına yol açabilir.

Ton balığıyla ilgili olan problem okyanusların kirlenmesiyle sonradan ortaya çıktı. Ton balığı çok miktarda merkür emiyor ve bunlar böbreklerimizden geçiyor ya da beynimize ve diğer yumuşak dokularımıza gidiyor.

Hot dog, pastırma, sosis, salam, konserve etler, tütsülenmiş et, kurutulmuş et ve tuzlama, kürleme, konserve yapma, kurutma ya da tütsüleme işlemlerine maruz kalmış tüm etler gibi birçok yiyecek işlenmiş et sayılır. İşlenmiş et genellikle yüksek kan şekeri ve diğer ağır sağlık problemlerine sebep olur. Bunları tüketmenin olumsuz sonuçları bu etlerin işlenmesinde kullanılan yüksek ısıların kanserojen olan nitrozamin oluşturmasından dolayı meydana gelir.

Kahvaltılık gevrekler girdiğiniz her marketin raflarında yer alıyor.Ancak çoğu insan bu ürünlerin bağışıklık sistemimizi etkileyen genetiği değiştirilmiş organizmalar ile dolu olduğundan habersizdir.

Peynir değerli bir kalsiyum, protein, fosfor, çinko ve diğer bazı vitaminlerin kaynağı olsa da kendimize peynirin yüksek kalorili bir yiyecek olduğunu hatırlatmamızda fayda var. Peynirdeki tüm faydalı besinler yanlış bir yiyecek ile birlikte tüketildiğinde kaybolabilir. 

Yağsız yiyecekler ilk bakışta dengeli ve tatmin edici beslenme için altın madeni gibi görünseler de gerçek bundan çok farklı. Yağ birçok vücut fonksiyonu ve vücudun gelişimi için gerekli. Özellikle düzenli egzersiz yapıyorsanız yağdan kaçınmak önerilen bir şey değil. Ayrıca zihinlerimiz genelde yağsız ile kalorisiz kelimelerini aynı algılıyor ancak bu doğru değil, yağsız yiyecekler genellikle rafine şeker bakımından yüksek yiyeceklerdir.

Patates kızartmaları genellikle tekrar tekrar ısıtılması sonucu çoklu doymamış yağları zarar gören, bol miktarda hidrojenize bitkisel yağlarda kızartılıyor. Kızartmada kullanılan yağlar, trans yağ bakımından fazlasıyla zengin olmaları sebebiyle sağlığımıza zararlıdır. 

Konserve yapmak belirli besinleri korumayı hedefleyerek yiyecekleri daha uzun süreler boyunca saklayabilmemizi sağlayan bir işlemdir. Aynı zamanda ürünlerin konservelenmesinde kullanılan yüksek ısı, suda çözünen vitaminler gibi bazı besinlere de zarar verebilmektedir.

 

Marketlerden alınan bulyonlar hem yapay malzemeler hem de yüksek miktarda tuz içerir. Özellikle şeker hastalığı olan insanlar yüksek tansiyon riski taşırlar, bu da onların böbrek ve kalp hastalıkları riskini arttırır. Yemeklerinize lezzet katan bulyonların evde yapımı hızlı ve basittir.

Yüksek miktarlarda tuz içeren beslenme şekliniz kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini arttırır. Hepimizin yapması gereken tuz tüketimimizi kontrol altına alıp, damağımızın az tuzlu ve daha sağlıklı yemeklere alışmasını sağlamak olacaktır.