NASA’nın Mars keşif görevinde çalışan bilim insanları, Kızıl Gezegen’in yüzeyinde “Mars’a ait olmayan” sıra dışı bir kaya parçası tespit etti. Görüntüler ve yapılan ilk analizler, taşın gezegenin doğal jeolojik yapısıyla uyumlu olmadığını ve yüksek ihtimalle dışarıdan — yani uzaydan — geldiğini gösteriyor.
Keşfedilen kayanın yapısındaki metal yoğunluğu, özellikle demir ve nikel oranlarının Mars kayaçlarında görülenden çok daha yüksek olması, bilim insanlarının dikkatini çekti.
NASA, ilk incelemelerin ardından kayayı “Phippsaksla” olarak adlandırdı. Bu taşın, Mars’ın kendi süreçleriyle oluşan volkanik veya tortul kayalara benzemediği belirtiliyor. Uzmanlara göre kaya, bir göktaşı çarpması sonucu yüzeye ulaşmış olabilir.
Bilim insanlarının “float rock” olarak nitelendirdiği bu tür taşlar, oluştuğu yerden çok uzakta bulunabiliyor. Bu da Phippsaksla’nın Mars yüzeyine çarpan bir meteoritin parçası olabileceğini destekliyor.
NASA araştırmacıları bu keşfin, Mars’ın geçmişine ışık tutacak yeni veriler sunduğunu söylüyor. Özellikle:
-
Mars’ın kozmik çarpmalara ne kadar maruz kaldığı,
-
Gezegenin yüzeyine gelen meteoritlerin kimyasal özellikleri,
-
Mars’ın tarih boyunca nasıl jeolojik süreçlerden geçtiği,
-
Dış kaynaklı materyallerin yüzeyde nasıl taşındığı
gibi soruların yanıtlanmasında bu tür “yabancı kayaların” önemli bir yere sahip olduğu belirtiliyor.
NASA ekipleri, Phippsaksla üzerinde daha kapsamlı incelemeler yapmaya hazırlanıyor. Yüksek çözünürlüklü görüntüleme, kimyasal analiz ve spektrometri taramaları ile taşın gerçek kökeninin belirlenmesi hedefleniyor.
Bu kaya, gelecekte Mars’tan Dünya’ya getirilecek örnekler arasında öncelikli inceleme alan adaylardan biri olarak değerlendiriliyor.
Bu keşifle birlikte Mars yüzeyinin yalnızca kendi iç dinamikleriyle değil, uzaydan gelen etkilerle de şekillendiği bir kez daha doğrulanmış oldu. Bilim insanları, Phippsaksla’nın Kızıl Gezegen’in geçmişindeki kozmik olaylara dair önemli ipuçları içerdiğini düşünüyor.
Anlaşılan o ki, Mars’ın yüzeyi hâlâ pek çok cevapsız soruyu barındırıyor — ve bu keşif, bu sorulara bir adım daha yaklaşmayı sağlıyor.