Bölgeden gelen son kulis bilgilerine göre, Suriye Devlet Başkanı Ahmed El Şaraa’ya yönelik art arda planlanan üç suikast girişimi, Türk güvenlik ekiplerinin başarılı müdahaleleriyle engellendi. Ortadoğu’daki kırılgan dengeler yeniden sarsılırken, bu gelişme özellikle uluslararası diplomasi çevrelerinde dikkat çekti.

İsrail'de yayın yapan Haaretz gazetesi, söz konusu operasyonların detaylarını aktardı. Habere göre, Şaraa’ya yönelik saldırı planları birkaç ay içinde farklı şehirlerde organize edildi. Ancak her üç girişim de fark edilmeden önce Türkiye’den bölgeye konuşlandırılan özel güvenlik birimleri tarafından önceden tespit edilerek etkisiz hale getirildi.

ABD: Türkiye'nin Müdahalesi Olmasaydı Sonuç Ağır Olabilirdi

Amerikalı yetkililer de gelişmeleri doğrularken, Washington’un Ortadoğu Temsilcisi James Holloway şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’nin sahadaki refleksi olmasaydı, bugün Suriye’de çok daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya olabilirdik. Bu tür tehditler her geçen gün daha organize hale geliyor.”

Üç Farklı Suikast Planı, Üç Farklı Şehir

İlk girişim El Şaraa’nın Şam dışında yaptığı bir saha gezisi sırasında yaşandı. Plana göre, saldırganlar konvoy güzergâhını kullanarak patlayıcı tuzağı kuracaktı. Türk timlerinin anlık müdahalesiyle yol değiştirildi ve saldırı engellendi.

İkinci girişim, ülkenin güneyindeki Dera’da yaşandı. Yerel kaynaklara göre, saldırı hazırlığında olan kişiler bölgedeki bir çarşıya sızmaya çalıştı ancak takipte olan istihbarat birimleri hedefe ulaşmalarını engelledi.

Üçüncü olay ise doğrudan başkentte gerçekleşti. El Şaraa’nın devlet konutuna yakın bir bölgede planlanan saldırı, çevrede devriye görevi yapan özel birlikler tarafından fark edilerek önlendi. Saldırganların bağlantıları hâlâ araştırılıyor.

Bölgede Gerginlik Tırmanıyor

Bu olayların ardından İsrail’in, Suriye’nin iç güvenlik politikalarına ilişkin endişelerini farklı diplomatik kanallardan ilettiği konuşuluyor. Ankara cephesi ise resmi bir açıklama yapmaktan kaçınsa da, istihbarat kaynakları Türkiye'nin bölgede istikrarsızlık yaratan unsurlara karşı “önleyici refleksle” hareket ettiğini ifade ediyor.

Söz konusu gelişmelerin, Suriye’deki iç siyasi dengeler kadar, Ankara-Tel Aviv hattındaki diyalog sürecine de yansımaları olabileceği değerlendiriliyor.