Türkiye’de her yıl mali yükümlülükleri etkileyen yeniden değerleme oranı belli oldu. Bu yıl açıklanan oran yüzde 25,49 olarak belirlendi. Böylece 2026 itibarıyla birçok vergi, harç ve idari para cezası bu oran üzerinden artırılacak.

Yeni oran; pasaport ve ehliyet harçlarından trafik cezalarına, emlak vergisinden IMEI kayıt ücretine kadar geniş bir yelpazeyi doğrudan etkileyecek.

Yeniden değerleme oranı, vergi kanunlarında yer alan hemen tüm mali yükümlülüklerin otomatik olarak güncellenmesi anlamına geliyor. Buna göre 1 Ocak 2026’dan itibaren:

  • Motorlu taşıt vergisi

  • Trafik cezaları

  • Pasaport, ehliyet ve kimlik harçları

  • Emlak vergisi

  • Ruhsat ve noter işlemleri

  • Damga vergisi

  • IMEI kayıt ücreti

gibi birçok kalemde artış uygulanacak.

Özellikle IMEI kayıt ücretinin, son yıllarda olduğu gibi bu yıl da ciddi oranda yükselmesi bekleniyor. Telefonunu yurt dışından getirenler, bu artıştan doğrudan etkilenecek.

Her yıl olduğu gibi bu oran, TÜİK’in üretici fiyat endeksi (ÜFE) verilerinden yola çıkılarak hesaplandı.

12 aylık ortalama artış üzerinden belirlenen yeniden değerleme oranı, fiyat değişimlerini resmi ödemelere yansıtma amacını taşıyor.

Bu hesaplama yöntemi, vergi sisteminin enflasyon karşısında güncel kalmasını sağlarken, devletin gelir yapısının da korunmasına hizmet ediyor.

Bu artış, hem bireysel hem de kurumsal bütçeleri etkileyecek:

  • Araç sahipleri için MTV ve muayene ücretleri artacak.

  • Yurt dışından telefon getirmek isteyenler, daha yüksek IMEI harcı ödeyecek.

  • Pasaport, noter işlemleri, kimlik çıkarma gibi resmi işlemler için ayrılan bütçeler büyüyecek.

  • Evi veya arsası olanlar için emlak vergisi daha yüksek tahakkuk edecek.

Kısacası, yeniden değerleme oranı; geniş bir nüfusun günlük ekonomik yükümlülüklerini doğrudan artıran bir kalem olarak öne çıkıyor.

Mali uzmanlara göre yeniden değerleme oranının bu seviyede belirlenmesi, enflasyon baskısının kamu maliyesi üzerindeki etkisini gösteriyor.
Bazı uzmanlar, yüksek oranlı zamların vatandaşın harcamalarını artıracağını belirtirken; diğerleri devlet gelirlerinin korunması açısından uygulamanın zorunlu olduğuna dikkat çekiyor.