Bahçeli, konuşmasında seçim çağrısında bulunarak "Konuşarak, tartışarak, uzlaşarak, anlaşarak, görüş birliği vasatını oluşturarak Türkiye'mizi hep birlikte seçime taşıyalım. Mayıs ayı içinde bu işi bitirelim." ifadelerini kullandı. Bahçeli, konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun komuta kademesine yönelik açıklamalarına ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Baykar'a yönelik iddialarına tepki gösterdi.

 

 

 Bahçeli, konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun komuta kademesine yönelik açıklamalarına ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Baykar'a yönelik iddialarına tepki gösterdi.

 

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

 

Geride kalan hafta sonunda partimiz açısından mühim ve müstesna bir toplantı sürecine hep birlikte katılarak bundan sonra takip edeceğimiz yol haritamızı ve ana güzergâhımızı belirledik. Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekillerimizin ortak katılımıyla 13-14-15 Ocak 2023 tarihlerinde Kızılcahamam'da önümüzdeki siyasi etaplar başta olmak üzere iç ve dış gündem başlıklarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunduk. Başkanlık Divanı Üyelerimiz görev alanları çerçevesinde tedarik ve ikmal ettikleri hazırlıklarını itinayla paylaştılar. Bir yanda Meclis faaliyetlerimiz hakkında bilgilendirmeler yapılmışken, diğer yanda Türkiye’nin dış politikası ve uluslararası ilişkiler kapsamında yer alan çeşitli ve çetrefilli konular akademik bir disiplin içinde anlatıldı.
Samimiyetle ifade etmek gerekirse, Kızılcahamam’da düzenlediğimiz toplantılarımızın dava ve siyaset mücadelemizde müessir sonuçlara kapı açacağına inanıyorum. Yine Kızılcahamam Kampımızın son gününde de söylediğim gibi, Milliyetçi Hareket Partisi önümüzdeki bahar mevsiminde gerçekleşmesi gündemde olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine tam olarak hazırdır ve başarıya da inanmıştır. 15 Ocak 2023 Pazar gününden itibaren seçim gündemine, seçim sathı mahalline, seçim sürecine girdiğimiz, bu suretle seçim hazırlıklarını daha da yaygınlaştırmaya, daha da yoğunlaştırmaya karar verdiğimiz herkesçe malumdur. Partimiz adına 15 Ocak siyaset stratejimiz ve seçim çalışmalarımız için kritik bir eşiktir.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ne zaman yapılacağıyla ilgili tartışmaların bir an evvel son bulması, TBMM’de ortak aklın, ortak demokratik iradenin tecessüm etmesi, mevsim şartlarıyla birlikte hayatın olağan akışına uygun bir tarihin mutabakatla tespiti iyi niyetli beklentimizdir. Eğer Gazi Meclis’ten böyle bir karar çıkarsa, bu durum bir erken seçim değil, yalnızca seçim tarihinin güncellenmesi şeklinde okunmalı ve yorumlanmalıdır. Nitekim doğrusu, akla ve hukuka yatkın olanı budur. Kriz çıkarmanın, kutuplaşma üretmenin, kavga iklimi yaratmanın ahlaken ve siyaseten bir karşılığının olmayacağını, kimseye de bir fayda sağlamayacağını görmek lazımdır. TBMM’de seçim kararının alınabilmesi için ihtiyaç duyulan beşte üç çoğunluk bulunamazsa, yani muhalefet partileri bu yönde bir adım atmaktan imtina ederse, Cumhurbaşkanımız Anayasanın 116’ıncı maddesinin 2’inci fıkrası uyarınca seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi iki alternatife de bihakkın hazırdır. Cumhurbaşkanımız seçimlerin yenilenmesine karar verdiği anda, Cumhurbaşkanı Seçim Kanununun 3’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasında belirtilen 60 günlük süre de işlemeye başlayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin ve Cumhur İttifakı’nın ulaşacağı sonuç; Büyük bir seferberlikle yürütülen fedakârlıkların, gece gündüz demeden harcanan emeklerin, hane hane gezilerek yapılan görüşmelerin, sokaklarda, meydanlarda, çarşılarda, tarlalarda, fabrikalarda dökülen alın terlerinin ve göz nurlarının muhterem eseri olacaktır. Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın koordinasyon ve gözetiminde, bugüne kadar yapılan etkili ve feragat dolu çalışmalardan dolayı siz değerli milletvekillerimize, MYK ve MDK’da görev alan değerli arkadaşlarıma, partimizin il ve ilçe başkanlarıyla birlikte tüm dava arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Hepinizle iftihar ediyorum. Hepinizle birlikte yol yürümekten, mücadele etmekten kıvanç duyuyorum.
MHP mensuplarının seçim dönemi boyunca, bütün tahrik ve tertiplere, hile ve tuzaklara, iftira ve fitnelere karşı dikkatli ve uyanık olması öncelikle temennim ve beklentimdir. Malum ve menfur emel sahipleri; Moralimizi bozmak isteyecekler. Mücadelemizi zaafa uğratmanın hesabını yapacaklar. Birbirimize duyduğumuz güveni sarsmak için uğraşacaklar. Karamsarlık aşılayacaklar, kara kampanyalara hız katacaklar. Kuşku uyandırmak ve şevkimizi kırmak için yeni taktikler geliştirecekler. Dedikodu üretecekler, fitnenin dozajını arttıracaklar. Hiçbir arkadaşım böylesi bir operasyona, böylesi bir saldırgan ve sabotaja eyvallah etmemeli, boyun eğmemelidir. Biz bu tip ahlaksız telkinlere karşı tecrübe sahibiyiz. Onların nifak madeni varsa, bizim de hamdolsun çelik gibi imanımız vardır, sapasağlam inancımız vardır, taviz vermeyen irademiz vardır, hepsini birden daldan dala zıplayan maymuna çevireceğimiz unutulmamalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı her siyasal hamlesini sonuç odaklı planlayıp uygulamaktadır.  
Davasına inanmış, milletine güvenen, devletini savunan ve demokrasiye bağlı kadrolarımızın ve mensuplarımızın inanç ve kararlılığı eksilmeden sürdüğü takdirde, aziz milletimizin gözüne ve gönlüne çekilmek istenen perdeler birer birer yırtılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin her bir ferdi, büyük Türk milleti için ülkü edindiği milli devlet ve milli kimliğin korunması ile kalkınma ve demokrasi mücadelesini, alınları ak, başları dik, kalpleri inançla dolu olarak ilelebet sürdürecektir. Haklı mücadelemizden asla dönmeyeceğiz. Döndürmek için köprü başlarını tutmuş olan gafilleri de pişman edeceğiz. 2023 seçimleri; istiklalimizi korumak ve kuvvetlendirmek için muhteşem bir istikbalin temelini kazan cumhur iradesiyle, dış güçlere paryalık ve payandalığa bel bağlamış zillet ittifakı arasında geçecektir. Biz, dünyanın en gözde ve en zorlu coğrafyasında yaşayan ve bundan böyle de yaşamak zorunda olan bir milletiz. Bu nedenle, ne tarihimizi, ne coğrafyamızı ne de kimliğimizi değiştirme arayış ve isteğindeyiz. Ama hep birlikte bu gerçeklerle daha güzel, daha gelişmiş, daha müreffeh bir gelecek inşa edebiliriz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bunun için varız, bunun için de var olmaya devam edeceğiz.

Ancak CHP’nin başını çektiği zillet ittifakı Türkiye’nin hedeflerini kırmak, büyüme ve gelişme azmini kundaklamak için son kozlarını oynamaktadır. Zillet ittifakı A’dan Z’ye krizdir, kaostur, kamburdur, kangrendir, kabahattir, karamsarlık siyasetidir. Mezkur ittifakın ortak paydasında buluşan her bir parti koltuk ve makam derdindedir. Siyasi rant kavgaları gizlenemez boyutlardadır. Zillet ittifakı Türkiye’ye adeta silah doğrultmuştur. Bu köhne ve kötürüm ittifakın buluşma ve birleşme potasını; devlet ve millet olarak bir arada yaşamanın garantisi olan millî ve üniter devlet yapımızdan duydukları rahatsızlık; Türk tarihini ve kültürünü karalamak için kolladıkları fırsatlar; millet değerlerini aşağılamak için yapılan bozgun siyaseti; Tarihimizi sorgulatmayı amaçlayan hakaret kampanyaları; bölücülüğü aklamaya, terörle mücadeleyi sorgulatmaya dönük alçaklıklar oluşturmaktadır.
Kılıçdaroğlu askere düşmanlık yaparken, HDP’ye zeytin dalı uzatıp dostluk mesajları verecek kadar küçülmüş ve ufalanmıştır. Geçen haftaki grup konuşmasında demiş ki; “Demokrasilerde siyasi partiler kapatılamaz.” “Hazine yardımının kesilmesi demokrasi dışıdır.” Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, HDP’nin yedek kulübesine, siyasi amigoluğuna, ikmal kafilesine, Türkiye aleyhine kurgulanan beşinci kol faaliyetine tam olarak dönüşmüştür. Teröre yardım ve yataklık yapan, bu kapsamda odak haline gelen HDP kapatılmasın da Kandil’e milletimizin vergileri mi aktarılsın? Daha çok mermi almaları mı sağlansın? Daha çok ihanet etmeleri mi teşvik edilsin? HDP’nin kapatılması bir adalet ve demokrasi onurudur. Bu onur yere düşemez, düşürülemez. Bu onurun çiğnenmesini isteyen Kılıçdaroğlu CHP’yi HDP’nin eline rehin bırakmış, PKK’nın güdümüne girmiştir.

1923 yılında kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti, bu bin yıllık stratejik var olma mücadelesinin tarihi mirasını devralmıştır. Bununla birlikte, çoğunluğu Anadolu'da, bir bölümü Trakya'da bulunan bugünkü sınırlarımızı esas alarak, milli ve üniter bir devlet yapılanmasının devamını sağlamayı vazgeçilmez öncelik kabul etmiştir. Hepinizin bildiği gibi, bugünkü siyasi sınırlarımız kendiliğinden oluşmamış ve kolaylıkla elde edilmemiş, dönemin küresel güçlerinin Türklüğe biçtikleri ve dayattıkları sınırlı bir alanın reddedilmesi sonucunda kanla yazılmıştır. Kanla yazılan bir tarih kalleşçe değiştirilemez, zilletle silinemez.
Kaderin istikameti kanın ve kahramanlığın istikametidir. Milliyetçi Hareket Partisi bu anlayış ve kavrayıştadır. Doğal olarak bugünkü vatanımız, geçen yüzyılın ilk çeyreğinde başka ülkelere tahsis edilmek istenen topraklarımızı fütursuzca parselleyen küresel projenin hilafına; akıl, heyecan, iman, inanç, silah ve hesabın terkibiyle oluşan muazzam bir mücadeleyle kazanılmıştır. Bu mücadele mirasını yağmalama niyetinde kim varsa bir kez daha düşünmesini, ayağını denk almasını, yanlıştan dönmesini altını çizerek tavsiye ederim. 100 yıllık bir maziden muhteşem bir geleceğe adım adım ulaşma kararlılığı gösteren Türkiye Cumhuriyeti zilletin karanlık girdabına düşmeyecektir. Güvence Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Güvence Cumhur İttifakı’dır. Güvence büyük Türk milletidir. İstikbalin kutup yıldızı huzurlu Türkiye olacaktır. Tam bağımsızlık aziz millet varlığının kahraman evlatlarından müteşekkil Cumhur İttifakı eliyle korunacak, kollanacak ve mutlaka güçlenecektir.