Türkiye’de örgün eğitime katılım oranlarına ilişkin yayımlanan son veriler, çocukların önemli bir bölümünün eğitim sisteminin dışında kaldığını ortaya koydu. Yapılan değerlendirmelere göre, okul çağında olmasına rağmen yaklaşık 1 milyon 470 bin çocuk, resmi eğitim kurumlarına kayıtlı değil.
2024–2025 dönemine ilişkin istatistikler, zorunlu eğitim çağında bulunmasına rağmen okula devam etmeyen çocuk sayısının ciddi seviyelere ulaştığını gösteriyor.
Bu grupta yer alan 600 bini aşkın çocuğun, herhangi bir örgün eğitim kurumuna kaydı bulunmuyor.
Bu tabloya; açık lise, mesleki eğitim dışındaki genç nüfus ve çeşitli nedenlerle okulla ilişiği kesilmiş çocuklar da eklendiğinde sayı 1,47 milyona çıkıyor.
Uzmanlara göre sorunun arkasında çok boyutlu nedenler bulunuyor:
-
Ekonomik koşullar: Ailelerin geçim yükünün artması, özellikle ergen yaştaki çocukların çalışma hayatına yönelmesine yol açıyor.
-
Bölgesel eşitsizlikler: Kırsal bölgelerde okula erişimde yaşanan güçlükler, devamsızlık ve okul terki oranlarını artırıyor.
-
Eğitimde nitelik sorunları: Öğrencilerin okulda kendilerini güvende, desteklenmiş veya motive hissetmemesi, sistemden kopuşu hızlandırıyor.
-
Göç ve hareketlilik: İç göç yaşayan ailelerde çocukların okul kaydı sık sık aksayabiliyor.
Bu nedenler birleştiğinde, Türkiye’de eğitim dışı kalan çocuk kitlesi her yıl daha görünür hâle geliyor.
Örgün eğitimin dışında kalan çocuklar, birçok alanda ciddi tehlikelerle karşılaşıyor:
-
Çocuk işçiliği
-
Erken yaşta iş gücüne katılım
-
Eğitim ve meslek fırsatlarının kaybı
-
Sosyal koruma mekanizmalarından uzaklaşma
-
Şiddet, istismar veya suistimale karşı daha yüksek risk
Uzmanlar, özellikle 15–17 yaş aralığındaki gençlerin, eğitimden kopuş sonrası iş gücü piyasasına düşük ücretlerle girmeye zorlandığını belirtiyor.

